Sayn IC Koleksiyoneri, eser fiyatlarını görüntüleyebilmek için lütfen giriş yapınız.
Eğer "IC Koleksiyoner" hesabınız yoksa lütfen +90 549 391 9131 no'lu numaradan Sn. Işık Gençoğlu ile irtibata geçiniz.
KOLEKSİYONER GİRİŞİ

Çevrimiçi Sergi Odası

• Umut Serkan Adanır • Hicran Aksöz • Ali Arbağ • Eylül Ayçiçek • Tuğçe Balcı • Burak Biryan • Mihrişah Bulut • Reyhan Demir • Nida Erdoğan • Kardelen Erken • Sümeyye Gül • Asya Nur Hasgül • Yonca Karaarslan • Zora Kızılkaya • Melike Kuş • Suzan Turhan Onuk • Loya Kader Öztürkmen • Sevilay Nurten Şahin • Barışcan Seval • Fatih Şimşek • Mehmet Salih Taş • Tolga Turan • Rabia Yıldırım • Asiye Yüce

Yankı Odası

Eserler

Ali Arbağ
Vasiyet, 2023
Tuval üzerine yağlı boya, 140 x 100 cm.

Asya Nur Hasgül
Mavi Otoportre, 2022
Kağıt üzerine suluboya, 14,8 x 21 cm.

Asya Nur Hasgül
Uyanış, 2022
Kağıt üzerine suluboya, 21 x 14,8 cm.

Asiye Yüce
Uyuyanlar Serisi, VIII, 2023
Kağıt üzerine karışık teknik, 50 x 35 cm.

Asiye Yüce
Uyuyanlar Serisi, III, 2023
Kağıt üzerine karışık teknik, 42 x 29 cm.

Asiye Yüce
Uyuyanlar Serisi, VII, 2023
Tuval üzerine yağlı boya, 100 x 50 cm.

Barışcan Seval
Sandalye ve Sehpalar, 2023
Tuval üzerine yağlı boya, 70 x 100 cm.

Barışcan Seval
Yalnız Dalgalar 1, 2024
Tuval üzerine yağlı boya, 50 x 70 cm.

Barışcan Seval
Yalnız Dalgalar 2, 2025
Tuval üzerine yağlı boya, 70 x 150 cm.

Burak Biryan
Annemin İlmekleri I, 2025
Tuval üzerine yağlı boya, 130 x 70 cm.

Burak Biryan
Annemin İlmekleri II, 2025
Tuval üzerine yağlı boya, 82 x 120 cm.

Burak Biryan
Annemin İlmekleri III, 2025
Tuval üzerine yağlı boya, 82 x 120 cm.

Edanur Melek
"Ruhumu Dinle" Serisi, 2025
Tuval Üzerine Akrilik Boya Karışık Teknik, 15 x 15 cm.

Edanur Melek
"Ruhumu Dinle" Serisi, 2025
Tuval Üzerine Akrilik Boya Karışık Teknik, 15 x 15 cm.

Eylül Ayçiçek
İsimsiz, 2022
Amerikan bezi üzerine karışık teknik, 200 x 210 cm.

Fatih Şimşek
Kesit, 2025
Tuval üzerine akrilik silikon mastik, 114 x 146 cm.

Fatih Şimşek
Zirvede Karşılaşma, 2025
Tuval üzerine yağlı boya, 114 x 146 cm.

Hicran Aksöz
Yaralarım Serisi II, 2022
Fotoğraf Üzerine Dijital Müdahale, 150 cm x 112 cm., Ed. 1/7

Kardelen Erken
Kuru Otlar I, 2024
Tuval üzerine karışık teknik, 130 x 150 cm.

Loya Kader Öztürkmen
"Acı Her Dilde Aynıdır” Serisi, 2021
Tuval Üzeri Karışık Teknik, 12 x 8 cm.

Loya Kader Öztürkmen
"Acı Her Dilde Aynıdır” Serisi, 2021
Tuval üzerine karışık teknik, 12 x 8 cm.

Mehmet Salih Taş
Benzetim, 2024
Tuval üzerine yağlı boya, 120 x 120 cm

Mihrişah Bulut
Frekans No.1, 2024
Karton üzerine karışık teknik, 35,5x 48,5 cm.

Mihrişah Bulut
Frekans No.2, 2024
Kağıt üzerine karışık teknik, 26x38 cm.

Melike Kuş
Hâlâ hissediyorum, 2025
Tuval üzerine yün nakış ve akrilik boya, 90 x 140 cm.

Nida Erdoğan
Kuşlar Serisi No.8, 2022
Kağıt üzerine mürekkep, 21 x 29,7 cm.

Nida Erdoğan
Umut, 2024
FineArt Baskı, 14,8 x 21 cm

Nida Erdoğan
Kendi gövdemden bir tohum kaldım, 2024
FineArt Baskı, 21 x 29,7 cm.

Nida Erdoğan
Olası Olan, 2025
Tuval üzerine karışık teknik, 130 x 110 cm.

Rabia Yıldırım
Leke Serisi 26, 2024
Tuval üzerine Sulu Boya, Şarap, 100 x 120 cm.

Rabia Yıldırım
Leke Serisi 23, 2024
Tuval üzerine Sulu Boya, Çap 68 cm.

Rabia Yıldırım
Leke Serisi 24, 2024
Kağıt üzerine sulu boya, Çap 49 cm.

Rabia Yıldırım
Leke Serisi 27, 2025
Kağıt üzerine sulu boya, Çap 40 cm.

Reyhan Demir
"S.T.K.B", 2024
Gravür Baskı, 30 x 34 cm.

Sümeyye Gül
Ardından, 2025
Kağıt üzerine karışık teknik, 8 x 12 cm.

Sümeyye Gül
Ardından, 2025
Kağıt üzerine karışık teknik, 8 x 12 cm.

Sevilay Nurten Şahin
Biz, 2024
Tuval üzerine yağlı boya, 30 x 40 cm.

Suzan Turhan Onuk
Düştüm Toprağa Dinlemeye Başladım, 2024
Tuval Üzerine Karışık Teknik, 130 x 130 cm.

Tolga Turan
Ağaç, 2025
Metal (karatel, pirinç tel), 50 x 40 x 93 cm.

Tuğçe Balcı
Koltuk, 2025
Tuval üzerine karışık teknik, 90 x 180 cm.

Umut Serkan Adanır
İsimsiz, 2024
Mono baskı, 35 x 50 cm.

Umut Serkan Adanır
İsimsiz, 2024
Kağıt üzerine suluboya, 30 x 15 cm.

Umut Serkan Adanır
İsimsiz, 2024
Kağıt üzerine suluboya, 30 x 15 cm.

Yonca Karaarslan
Hiçliğe Doğru, 2023
Tuval üzerine yağlı boya, 100 x 80 cm.

Zora Kızılkaya
Görücü Usulü, 2023
Fotoğraf Baskı, 67 x 75 cm.

Zora Kızılkaya
Gölgede Kalanlar, 2023
Fotoğraf dekota üzerine baskı, 70 x 94 cm.

Zora Kızılkaya
İsimsiz, 2024
Video sanat, 1' 21

Umut Serkan Adanır

Umut Serkan Adanır, 18.10.2002 tarihinde Bolu'da doğdu.
Lise eğitimini Bolu Güzel Sanatlar Lisesinde tamamladı.
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim
Bölümü’nde eğitimine devam ediyor. Teknik olarak akrilik boya, kuru
sulu boya ve karakalem tercih etmektedir.
Siyahın derinliğinde kaybolmuş gibi görünen bu biçimler, içten içe bir
aydınlığa doğru uzanıyor. Yoğun karanlık zemin, bastırılmış duyguların
ve içsel tedirginliğin yansımasıyken, aralardan süzülen açık tonlar bir
çıkışın, bir nefesin habercisi gibi. Katman katman ilerleyen bu soyut yapı,
izleyeni hem sıkışmışlık hissine hem de ferahlatıcı bir yüzeye ulaştırıyor.
Renk geçişleri, içsel bir çatışmanın izlerini taşırken; her açık ton,
karanlıktan sıyrılmak isteyen bir düşünce gibi beliriyor. Bu kompozisyon,
karanlık içinde bile umut taşıyan her formun, kendi ışığını yaratabileceğini
anımsatıyor. Figür, gölgesiyle birlikte oturduğu boşlukta sanki
düşünceleriyle mekâna kök salmış gibi. Renkler, figürün çevresinde birer
yankı gibi dağılırken, arka plandaki lekeler bilinçaltının soyut izlerini
andırıyor. Açık bej ve sıcak toprak tonları, zamanın durgun akışını
hissettirirken, koyu gölgeler bedenin içsel yükünü taşır. Duruşta bir
bekleyiş, bir kabulleniş var; ne ileri çıkıyor, ne de tamamen çekiliyor. O an,
sadece orada var olmakla anlam kazanıyor.


Hicran Aksöz

Hicran Aksöz,
1993’te Kayseri’de doğdu. 2019’da Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi Resim Bölümü’nü birincilikle bitirdi. Aynı yıl, Yeditepe Üniversitesi Sanat ve
Kültür Yönetimi Bölümü’nde burslu olarak yüksek lisans eğitimine başladı ve bu
programı başarıyla tamamladı. Mezun olduktan sonra çeşitli sergilerin küratörlüğünü
üstlendi ve birçok sergide eserleriyle yer aldı. Halen İstanbul’da yaşamını ve sanat
çalışmalarını sürdürmektedir.Sanatçı, 1-2 ay boyunca küflenmeye bıraktığı ekmekleri eserlerinin odağına yerleştirerek,yalnızca organik bir çözülme sürecini değil, zamana ve ihmal karşısında şekillenen birmetaforlar evrenini belgeliyor. Bu süreç, izleyiciyi hem biyolojik çürümeninkaçınılmazlığıyla hem de insanlığın unutma eğilimi, aşırı tüketim ve politik kayıtsızlıklayüzleştiriyor. Küf, pasif bir son olmaktan çıkıyor; sanatçının fotoğraflarla sabitlediğidönüşüm, çürümenin politik ve poetik bir dile dönüşmesini sağlıyor. Eser, endüstriyelkapitalizmin "kullanım ömrü" bitmiş nesneleri nasıl "atık" olarak ötekileştirdiğinisorguluyor. Küflenmiş ekmek, toplumun görmezden geldiği sosyal çatlakların biryansıması haline geliyor. Pierre Bourdieu'nun simgesel şiddet kavramını anımsatan budurum, "değersizleştirilmiş" olanın sessiz çığlığını duyuruyor. Sanatçı, çürüyen nesneleraracılığıyla izleyiciyi, sistemin dışladığı insanlar ve fikirlerle yüzleşmeye çağırıyor.Psikolojik bir okumada ise küf, bastırılmış travmaların görünür hale gelişini simgeliyor.İnsan zihni unutarak korunurken, sanatçı bu savunma mekanizmasını tersine çeviriyor.Zamanla ekmek yüzeyini kaplayan küf lekeleri, Carl Jung’un kolektif bilinçdışındabiriken imgelerini anımsatıyor: Bilinçdışının bastırılmışı yüzeye çıkarma mücadelesi gibi,küf de fiziksel bir gerçeklik olarak izleyiciyi rahatsız ediyor. Fotoğraflarla kaydedilen busüreç, hatırlamanın acı verici ama özgürleştirici gücüne işaret ediyor.


Ali Arbağ

Ali Arbağ, 2002 yılında Mardin/Midyat’da doğdu. 2021 yılında SinopÜniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım fakültesine başladı. Eğitiminedevam ederken karma sergilerde ve sergi düzenlemelerinde görev aldı. Eseri Vasiyet, geçmişin soluk bir anında donmuş kalabalık bir kadın veçocuk topluluğunu merkezine alır. Sanatçının kişisel arşivlerden ilhamlaoluşturduğu bu sahne, bireysel hafızanın kolektif belleğe dönüştüğükırılgan bir noktada konumlanır. Eserdeki figürler, yer yer belirginleşen,yer yer maskesizleşen yüzleriyle zamanın aşındırıcı etkisine direnir gibigörünür. Kimi yüzler sarı ya da kırmızıya boyanarak anonimleştirilmiş,kimileri ise doğrudan izleyiciyle göz teması kurarak tanıklıklarını dayatır.Renkler, sahnenin duygusal yükünü taşır; kırmızı eller ve yüzler,bastırılmış öfke ya da suskun bir çığlık gibi yüzeyde belirir. Figürlerindizilişi neredeyse bir cenaze ya da anma ritüelini andırırken, arkaplandaki yoksul ama özenli ev içi detayları, mekânın tarihsel ve kültürelbağlamını verir. Sanatçı bu çalışmasında, dijital öncesi görüntülerdeki sahneleri bugününestetik ve teknik imkânlarıyla yeniden işlerken, geçmişin nasılkurgulandığını da sorgular. Kompozisyondaki boş bakışlar, bastırılmışduygular ve yarım kalmış anlatılar, izleyiciyi hem geçmişe hem şimdiyedair bir iç sorgulamaya çağırır. Yüzlerdeki silinme, renkten renge geçiş vebelirginleşen eller, hatırlamanın travmatik, çelişkili ve katmanlı doğasınıgörsel olarak ifadelendirir.


Eylül Ayçiçek

Eylül Ayçiçek, sanat eğitimine 2016 yılı Uşak Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümünde başlamış olup 2021 yılında Dokuz EylülÜniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Resim Anasanat Dalında devam etmiştir. 2015 yılında başladığı sokak sanatı ve graffiti alanlarındaki çalışmalarına devam etmekle birlikte kendi atölyesinde sürdürdüğü seriçalışmalarında da bu disiplinden izler taşıyan eserler üretmektedir.Falling Love çalışmasında sanatçının diğer seri çalışmalarında dagözlemlenebildiği gibi sokaklarda karşılaşabilecek bir duvar görüntüsü background olarak kullanılmıştır ve figürlerde kullanılan renk, doku,boya kullanım tekniği duvar görüntüsüyle doğal bir bütünleşmesağlanması açısından özellikle seçilmiştir. Sanatçıya göre figürlerinyüzlerindeki gaz maskesi aksi ve tehlikeli bir durumu sembolize ederkenbirbirlerine sarılan çift aşkı sembolize etmektedir. Dışarıda ya da içeridegerçekleşen kaotik olaylara karşın insanlığın ruhu ve aklından gelentutkusunun mücadele arzusunu ve cesaretini tetiklemesi durumu insanaözgü bir zıtlık yaratır. Bu zıtlık kompozisyonun ve figürlerin renk olaraknegatiflerinin kullanılmasıyla hissettirilmeye çalışılmıştır. Şehirlerdüşerken aşka düşmek ya da sadece aşka düşmek. Düşmek negatif biranlam çağrıştırabilir fakat Şems-i Tebrizinin de dediği gibi “ Düzenimbozulur, hayatım alt üst olur diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatının altının üstünden daha iyi olmayacağını”


Tuğçe Balcı

Tuğçe Balcı, 2001 yılında Kadıköy’de doğdu. 2024 yılında Hitit Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Resim Bölümü’ndenmezun oldu. Sanatsal üretimlerine, DenizBank Genel Müdürlüğü’nde yeralan ve İyilik İçin Sanat Derneği tarafından yürütülen “Pasajda Bir Yıl” programının 5. dönem sanatçısı olarak devam etmektedir. “Yıkıntı Serisi” ile belleğin izini süren sanatçı; yapıların çöküşü, zamansal dönüşümü ve mekânla kurulan ilişki üzerine yoğunlaşmaktadır. Güncelçalışmalarında ise düşsel ve ütopik dünyalar aracılığıyla yeni anlam katmanları oluşturur. Fiziksel ve düşünsel mekânlar arasında kurduğu bağlarla, çağdaş sanatın dinamik yapısı içinde üretimlerini sürdürmektedir.


Burak Biryan

Burak Biryan, 2000 yılında Trabzon’da doğdu. Lise öğrenimini Trabzon’da geçirdi. Trabzon Üniversitesi Güzel Sanatlar Ve Tasarım Fakültesi Resim bölümünden 2024 yılında mezun oldu. 2024 yılında Trabzon Üniversitesi Resim Anabilim dalında Yüksek Lisans eğitimine başladı. Vives Tasarım Tic. Ltd. Şti. Tasarımcı ve Çizer olarak çalışmıştır. X Atölye Akademi’de öğretmen olarak çalışmaktadır.Çalışmalarda, günlük hayatın basit ritüellerine odaklanarak kişisel belleğe dairzamansız bir anlatı sunmaktadır. Odaklanılan el emeği eylemi, izleyiciyi geçmişe,hatırlanan anılara götürmeyi hedeflemektedir. Örgü ve ipliklerin kıvrımlarıizleyicinin dikkatini üstüne çekmeyi hedefler. Fırça darbeleri, örgü yüzeyininkabartılı dokusunu vurgulayarak emeğin fiziksel izlerini görünür kılmaktadır.Geleneksel bir su kabı olarak bilinen güğümün merkezi konumlandırılmasıyla bekleyiş teması pekiştirilmektedir. İzleyicide zamanın akışını dikkatle izleme hissiyaratmak amaçlanmaktadır. Bir annenin dinlenme ânı ve yorgunluğubetimlenmektedir. Tuvalin sağ alt köşesinde kedinin varlığı, bakım ve yakınlıktemasını destekler. Kedi, sahibine doğru uzanan bakışıyla, izleyiciye grup içiilişkinin sıcaklığını hatırlatmaktadır.‘Annemin İlmekleri’ serisi, basit bir örgü eyleminden yola çıkarak izleyicide geçmişzamanın dokunsal anılarını uyandırmayı amaçlamaktadır.


Mihrişah Bulut

Mihrişah Bulut, 1938 Bursa doğdu. Lisans eğitimimi Mimar SinanÜniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Resim bölümünde tamamladı.Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Yüksek Lisansprogramını Resim Ana Sanat Dalında tamamladım. Uludağ ÜniversitesiSBE- Resim Ana Sanat Dalında, Sanatta Yeterlik programına devametmektedir.Evrenin temel yapı taşlarından biri olan frekans, farklı aralıklarla varoluşa şekil verir ve bu titreşimlerin yaşam üzerinde hem yapıcı hem de yıkıcı etkileri olabilir. Düşük frekanslar, korku, kaygı ve öfke gibi olumsuz duyguların yoğunlaştığı bir alan yaratırken, yüksek frekanslar sevgi, şefkat ve bilinçli farkındalık gibi dönüştürücü etkilerle bireyi yüceltir. İnsanın yaydığı frekans, hem kendisine hem çevresine etki ederek enerjisel bir yankı oluşturur. Yapıcı titreşimler, huzur, denge ve yaratıcıpotansiyeli ortaya çıkarırken, yıkıcı titreşimler yaşam enerjisini azaltarak kişiyi içsel kaosa sürükleyebilir. Eserler, yapıcı ve yıkıcı frekansların döngüsel dengesi içinde insanın etkisi ve farkındalığının sorgulandığı bu düşünce alanı içinde sanatçının kendine aldığı görsel notların biryansıması özelliğindedir. Seçilen yüzey ve diğer medyumlar; düşük frekansın bozucu ve yıkıcı etkisine hizmet ederken yıkıntılar üzerindeyükselen parçalı kelebek formu ve renkleri yüksek ve pozitif frekansa işaret etmektedir.


Reyhan Demir

Reyhan Demir, 2001 Samsun'da doğdu. Lisans eğitimini Ondokuz Mayıs Üniversitesi Resim-İş Eğitimi bölümünde 2024 yılında tamamladı. Aynı yıl üniversitede yüksek lisans eğitimine başladı. Aktif olarak lisansüstü eğitimine devam etmektedir.Çalışmasında, Samsun'un en eski yapılarından biri olan Kültür ve Turizm Müdürlüğü binasının Gravür tekniğiyle çalışıldığı bir eserdir. Çevresinde oluşan yeni ve modern yapılanmaların aksine bu yapı, zamana direnen birkitaplık vazifesi görmektedir. Her duvarı geçmişin bir hikayesini saklar,her çatlağı bir anıyı fısıldar.


Nida Erdoğan

Nida Erdoğan, 1999 yılında İstanbul’da doğdu. Sanata olan ilgisiçocukluk yıllarına uzanan Nida, 2017–2021 yılları arasında NamıkKemal Üniversitesi Resim Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı.Klasik sanat eğitimiyle edindiği teknik birikimi, günümüzde YıldızTeknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Enstitüsü’nde sürdürdüğü yüksek lisans programıyla çağdaş sanat pratikleriyle buluşturmaktadırSanat pratiği, bireysel deneyimlerimden yola çıkarak evrensel ve felsefi bir sorgulamaya dönüşüyor. Çocuklukta yaşadığı bir travmanınsonucu olarak gelişen kuş fobisi, eserlerinin temel motivasyonunuoluşturuyor. Kuşların ölü bedenleri üzerinden ölüm, tekinsizlik veinsan doğasının yıkıcılığı gibi kavramları ele alıyor, bireysel hafızaylakolektif bilinç arasındaki ilişkiyi araştırıyor.Ölüm, yalnızca bir son değil, aynı zamanda yaşamın döngüsünü hatırlatan bir göstergedir. Kuş figürleri, yok edilenin kaydını tutanbirer metafor olarak işlev görürken, insanın yıkıcılıkla kurduğu tekinsiz bağı görünür kılıyor. Tarih boyunca sergilenen cansızbedenler gibi, korku ve kontrol arasındaki sınırı sorgulayan buimgeler, varoluşsal kaygılarımıza ve belleğin karanlık yüzüne dair biranlatı sunuyor.


Kardelen Erken

Kardelen Erken, 1997'de İstanbul’da doğdu. Avni Akyol Güzel Sanatlar Lisesi- Resim bölümü eğitimini 2015 yılında tamamladı. 2017 senesinde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim bölümünde lisanseğitimine başladı. Lisans eğitimini tamamladıktan sonra 2023 yılındaMimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Yüksek Lisans programınagirdi. 2023 yılında ‘Pasajda 1 Yıl’ 5. Dönem sanatçısı olmaya hakkazandı. Sanatçı çocukluk yıllarına ait olan anılardan ve görsel imgelerden yolaçıkarak anın geçici doğasını resmetmektedir. Çizgilerin, dokuların vekatmanların birbirleri ile iç içe geçtiği bu görsel dünyada, izleyiciyi doğanın sessiz anları ile buluşturuyor. Çizgi ve renklerin birbirleriyle olaniletişimi tarlaların sadeliğini ve karmaşıklığını aynı anda hissettiriyor.Saman tarlaları arasında yaptığı yürüyüşlerden, doğanın sakin ve dingin havasından esinlenerek, resimlerinde izleyiciyi de bu yürüme eyleminedavet eder. Eserlerinde, jestüel fırça darbeleri ve yoğun boya katmanları ilk bakışta atmosferin ve anın geçiciliğini vurgularken, ön plandabelirginleşen otlar ve doğa unsurları, hafızada kalan imgeler olarak öneçıkar. Sanatçının çalışmaları, çocukluğun özgürlüğünü ve topraklakurulan derin bağı vurgulamaktadır.


Sümeyye Gül

Sümeyye Gül, 1993 yılında Bursa’da doğdu. 2015 yılında AdnanMenderes Üniversitesi Mimari Dekoratif Sanatlar Bölümü’nden mezun oldu. 2024 yılında Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nü lisans derecesi ile tamamladı. Mezuniyetinin ardından Base2024 seçkisinde yer aldı. Beykoz Üniversitesi MA ‘’Master of Arts’’sertifika programına burslu olarak devam eden Gül, çeşitli şehirlerde karma sergilere ve yarışmalara katılmış, ödül kazanmıştır. Şu an sanat pratiğine Kocaeli’de, kendi evindeki atölyesinde devam etmektedir.Sümeyye Gül, insanın doğayla kurduğu ilişkileri ve yolculuk sırasındabiriken, görünmez ama hissedilebilir izleri araştırır. Gül, çalışmalarınıkurgularken dilin ötesinde bir anlatım arayışına girerek sözcüklerle ifadeedilemeyen yoğun deneyimleri yansıtmaya çalışır. Kalem izleri, boya lekeleri ve dergi parçaları kullanarak oluşturduğu resimler, insanın varoluşuna dair bir sorgulama alanı açarken, doğanın ve insanın izlerini birbirine karıştırır. Her detay, sanatçının mekânlar ve anılar arasındakurduğu deneyimlerini yansıtır. İnsan varoluşuna dair çok katmanlı birdüşünce alanı yaratmayı amaçlayan sanatçı, bir yerlerden geçerken karşılaştığı manzaraları odağına alarak yeni anlam arayışlarını yorumlar.


Yonca Karaarslan

Yonca Karaaslan,
1994 yılında İstanbul’da doğdum ve sanat yaşamımın tamamını bu şehrin ilham verici atmosferinde sürdürdüm. Küçük yaşlarda kağıt ve kalemle başlayan resim tutkum, Mimar Sinan Güzel
Sanatlar Üniversitesi Resim Bölümü’nde akademik bir temele oturdu. Zamanla sanat yolculuğuma resmin ötesinde hareket katarak, motion tasarımlar üretmeye başladım. Eserlerimi müzikle destekleyerek çok katmanlı ve duyusal bir anlatım dili oluşturdum. Bu süreçte farklı ifade biçimlerini keşfettikçe üretimim daha da derinleşti ve kişisel bir dile evrildi.Zamanın görünmez parmakları sureti aşındırırken, geriye neyinkalacağını kim bilebilir? Kimlik bir anıya dönüşür, anılar ise boşluğakarışan gölgeler gibi silinir. Yaşamın ve bereketin simgesi olan inekfigürü, doğanın döngüselliğini ve varoluşun sürekliliğini temsil ederken,zamanın karşısında o da kaçınılmaz sona yaklaşır. Tarım toplumlarındabesleyici bir güç, mitolojilerde kutsal bir varlık olarak görülen bu beden,şimdi çözülerek hiçliğe karışmaktadır. Et ve ruh ayrışırken, gerçeklik süzülerek dağılır ve sonunda tüm çizgiler yok olur. Son izler de akışa kapıldığında, geriye yalnızca hiçlik kalır.


Zora Kızılkaya

Zora Kızılkaya, 1996 ‘de Ağrı’da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini AğrıTaşlıçay’da tamamladıktan sonra 2019 yılında Iğdır üniversitesi Güzel Sanatlarfakültesi Resim bölümü kazandı. Bölümü 2024 ’te birincilikle bitirdi. Uluslararası sergilerde yer aldı. İnsanlar, kendi dünyalarına hapsedilmiş varlıklar haline gelmişlerdir. Yönelimleri daralmış, özgürlük alanları tükenmiş ve derin bir yalnızlığın içinde sıkışmışlardır. Kimisi farkında, kimisi değil; ancak çoğu, başkabirilerinin kontrolü altına girmiştir. Hayatın onlara sunduğu yollar, birer yanılsamadan ibarettir. Sadece kendi iradeleriyle hareket ettiklerini zannederler, oysa her adımları, onları farkında bile olmadıkları bir düzene doğru sürükler.Birer çöp gibi savrulmuş bu insanlar, hayatları boyunca başkalarının hükmü altında yaşamış, kendilerini ifade etme yetisini kaybetmiş, aidiyet duygusuellerinden alınmış varlıklar haline gelmişlerdir. Bu durum, onları kaçınılmaz birşekilde kolay kabullenişlere sürükler. Sorgulamaktan uzak, alışılmış ezberlerin ve  düz bir yaşamın kısır döngüsüne hapsolurlar. Fikirler özgürlüğünü yitirir;duygular, başkalarının çizdiği sınırlar içinde tutsak kalır.Oysa insanlar, diyalogların içinde büyür, gelişir, kendilerini bulurlar. Ancak ne acıdır ki, bu diyaloglardan mahrum kalmışlardır. Karşılıklı konuşma, tartışma,fikir alışverişi, duygularını açıkça ifade edebilme becerisi, insanlık için birer lüks haline gelmiştir. Çoğu, hayatları boyunca bir kez olsun gerçek bir diyaloga giremeden ömrünü tüketir. Sessizlik içinde kaybolur, yalnızlıklarında boğulurlar. Başkalarının sözleri, onların gerçeği olur; başkalarının fikirleri, onların düşünceleri haline gelir. Bir başkasının gölgesi altında yaşamak, onların yazgısı olur. Bu monolog, insanın bu sıkışmışlığını ve derin yalnızlığını anlatıyor.


Melike Kuş

Melike Kuş, 1997 yılında Ankara’da doğan Melike Kuş, 2015’te Ankara Güzel Sanatlar Lisesi Resim Bölümü’nden, 2020 yılında ise Anadolu Üniversitesi Resim Bölümü’nden mezun oldu. Sanat pratiğinde doğal lifler, iplik ve kumaş gibi malzemelerle çalışarak geleneksel nakışı çağdaş sanatla buluşturur. Özellikle portreler ve doğa temaları üzerinden; bireyin toplumsal yapılar içindeki konumunu, bakmak ve görmek arasındaki farkı, değişim ve dönüşüm kavramlarını işler. İrlanda ve Türkiye’de sürdüğü üretim sürecinde, ipliklerle çalışırken dokusal bir anlatı kurmayı hedefler; örgü ve nakış gibi geleneksel teknikleri çağdaş bir bakış açısıyla yorumlayarak resimle birleştirir. Renk, doku ve biçim arasındaki ilişkiler üzerine yoğunlaşarak izleyicide düşünsel bir etki yaratmayı amaçlar. 2019'dan bu yana İstanbul ve Dublin'de çalışmalarını sürdürmekte, ulusal ve uluslararası sergilere katılmaktadır. Feel it still adlı eser , distopyanın karanlık dünyasında insanın içsel yalnızlığını ve toplumla olan yabancılaşmasını keşfe çıkar. Maskeli figürler ve ipliklerle dokunmuş detaylar, insanın çevresine bakışını ve iletişimsizlikten doğan körlüğü simgeliyor. Her bir bakış, sadece görülen değil, aynı zamanda göz ardı edilen ya da fark edilmeyen olayları ve farklı bakış açılarını da açığa çıkarıyor. Toplumun dayattığı sınırlı perspektifler, bireyleri birbirinden uzaklaştıran duvarlara dönüşüyor. İplikler, toplumsal bağların kırılganlığını, fakat aynı zamanda bu bağların yeniden örülmesinin mümkün olduğunu da ima ediyor. Eser, izleyiciyle göz göze gelerek hem görsel hem de duygusal olarak derin bir yolculuğa çıkar ve dünya üzerindeki her bireyin farklı bakış açılarına saygı duyarak birbirini gerçekten görebilmesi için bir çağrı niteliği taşır.


Suzan Turhan Onuk

Suzan Turhan Onuk, 1996 yılında Adıyaman Gölbaşı ilçesinde dünyaya geldi. İlk ve Orta öğretimini Gölbaşında tamamladıktan sonra Lise eğitimine Adıyaman Anadolu Güzel Sanatlar Lisesinde devam etti. 2014 yılında Malatya İnönü Üniversitesi Resim İş Öğretmenliği Bölümünü kazandı. 4 yıllık lisans eğitiminin ardından 2018-2019 yılları arasında yine İnönü Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Resim bölümü Yüksek Lisans Eğitimine başlayarak 2022 yılında mezun oldu.Sanat hayatına adım attığı andan itibaren gelişimi ve yeni bilgiler öğrenmeyi amaç edinmenin yanında birçok etkinliğe ve sergilere dahil oldu. Bunlar arasında; 2020 T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Genç Sanat 6 “Coğrafya Kaderdir” konulu projede “Sergileme Ödülü, 2022 Yaşar Eğitim Kültür Vakfı 39. Dyo Resim Ödülleri Yarışmasında “Sergileme Ödülü” ve son olarak 2023Mersin Büyükşehir Belediyesi Cumhuriyetin 100.yılı Resim yarışmasında“Başarı Ödülüne” layık görülmüştür.Eserinde ana rahminden düşüp dünyayı dinlemek, zaman içerisinde görmek vebakmak üzerine çözümlemelerini ifade ederken; sanatçı kendi parmak izi üzerine doğa yorumlaması yapmıştır.


Loya Kader Öztürkmen

Loya Kader Öztürkmen, Denizli’ de doğan sanatçı ailesinin ve çevresinin eğitim hayatıyla ilgili farklı görüşlerine rağmen resme ve sanata olan tutkusuyla kimsenin haberi olmadan özel yetenek sınavına girdi ve 2009-2013 yılları arasında Pamukkale Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü'nde Resim eğitimi aldı. 2015 yılında İstanbul'a atandı ve resim öğretmenliğine başladı. Halen resim
öğretmeni olarak çalışmalarına devam etmekte ve çocukluğundan bu yana içindeki doyumsal kıvranmaları dile getirerek atölyesinde üretmeye devam etmektedir.Gerçek kavramını irdeleyen sanatçı algının değişkenliğindeki illüzyon etkisiyle değişen gerçeklik algısını çalışmalarında vurgulamaktadır. Bireyin değişen algısıyla, gerçeklik kavramının da değişiyor oluşunun illüzyonunu iki temel materyal üzerinden sunmaktadır. Elek ve file. Beden, zihin ve ruh üçlemesiniayrıştırırken materyalin illüzyon etkisini yansıtan saydam yapısıyla bütün olarak sunar. İnsanın yaşarken öleceğini bilme halini, var-yok tezatının yoğunluğuyla özde oluşturduğu korku, yalnızlık, kararsızlık, dengesizlik,kaçma, saldırma, sığınma gibi halleri fütüristik bir tavırda sunmaktadır. Aynı zamanda figürlerin çoklu oluşu, bireyin eyleme karar vermeden önce zihninde oluşan eylem seçeneklerini ana sıkıştırarak karar vermenin güçlüğü, kararınneticesinde doğan eylemin geri alınamaz dönütleri ve doğurduğu başka kararlarnetice olarak da doğan eylem zincirlemesi esas vurgulamak istenilen tekinsiz silsiledir.


Sevilay Nurten Şahin

Sevilay Nurten Şahin, 1997 yılında İstanbul’da doğdu. Lise eğitimini Aşık VeyselGüzel Sanatlar Lisesi’nde resim bölümü okuduktan sonra, Mimar Sinan GüzelSanatlar Üniversitesi’nde Resim bölümünü tamamladı. Yalçın Karayağız atölyesinden (5) mezun olduktan sonra Mustafa Özel’in asistanlığını yaptı. İyilik İçin Sanat Derneği’nin Pasajda Bir Yıl projesi 5. Dönem sanatçıları arasında yer almaktadır. Şu an da DenizBank’ta bulunan Pasajda Bir Yıl atölyesinde üretimine devam etmektedir.

“Bir pencerenin ardında saklı bir an; iki siluet, İçeride bir sıcaklık, dışarıda gece.Pencere yalnızca bir çerçeve değil, aşkın mahremiyetine dışarıdan bakan sessizbir tanık. Sarılı duran iki figür, hem iç dünyalarını hem de birlikte kurduklarıalanı koruyor. Işığın altındaki bu sahne, hem sade hem sonsuz bir yakınlığın ifadesi.”


Barışcan Seval

Barışcan Seval, 1999'da Tekirdağ’da doğdu. Tekirdağ/Şarköy AnadoluLisesi’nden mezun oldu. 2019-2024 yılları arasında Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi-Resim Bölümü’nde eğitimini tamamladı. Bağımsız sanatçı olarak üretimlerime devam etmektedir.Terk edilmiş mekanların sessizliğinde yankılanan derin bir yalnızlığı işler. Çalışmalarında mevsimlerin değişimiyle kaderine terk edilmiş boş kumsallar,ıssız araziler ve unutulmuş yazlık evler gibi mekanları kullanır. Bu mekanlar,yalnızlığın ve melankolinin tuvalde hayat bulduğu anlara dönüşür. Bu boş mekanları orada unutulmuş eşyalarla birlikte de resmeder. Böylece yalnızlığındaha yoğun etkisiyle birlikte oluşan sessizliğin ve depresifliğin, zaman zaman hepimizin içinde barındırdığını düşünür. Ve izleyici, bu mekanlarda kendisine yer edinir ve yalnızlığın derinliğinde kendisi ile baş başa kalır.


Mehmet Salih Taş

Mehmet Salih Taş, 2001 yılında Gaziantep'te doğdu. İlk öğretimini burada tamamladıktan sonra lisede Çocuk Gelişimi Bölümünden mezun olarak 2020 yılında Gaziantep Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümüne girmeye hak kazandı. Resim ana sanat dalının yanı sıra baskı resim yan dal olarak aldı. 2024 yılında bölüm birincisi olarak mezun oldu. Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Resim Bölümü Yüksek Lisans eğitimine devam etmektedir.Sınıf çatışması, medeniyetin başlangıcından bu yana süre gelen bir sorundur vezamanla değişen toplumsal yapılar bu gerilimi ortadan kaldıramamıştır.Realizm akımı, işçi sınıfının zorluklarını ve sınıfsal gerilimleri tüm gerçekliğiyle yansıtarak, bu çatışmanın evrenselliğini ortaya koymuştur. Yıllar geçse de, bu çatışmanın güncelliğini koruması nedeniyle, realizmin etkisini sürdürmesi gerektiğine inanıyorum. Sanatımda, geçmişin mirasını modern tekniklerleyeniden yorumlayarak, bu evrensel çatışmayı yenilikçi bir bakış açısı ilegündemde tutmak istiyorum.


Tolga Turan

Tolga Turan, 1972'de Eskisehir'de doğdu , Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümünü bitirdi ve Yeditepe Üniversitesi G.S.F Plastik Sanatlar Bölümü Y.Lisans eğitimini “Soyut Dışavurumcu Resimde Malzeme Kullanımı” adlı tezi ile bitirdi . Yurtiçi ve yurtdışında çeşitli karma sergilere katılmış, “Sanatın Tel ile Buluşması “ adlı Yeditepe Üniversitesi G.S.F ve BMS tel işbirliğiyle hazırlanan, Çelik Tel Heykel Yarışmasında derece kazanmıştır. Çalışmalarına,nİyilik İçin Sanat Derneği ile birlikte çeşitli karma sergilerde heykelleriyle yer alarak devam etmektedir. Tolga Turan'ın heykelleri, klasik heykel döküm ve metal bükme tekniklerini kullanarak, soyut dışavurumcu yaklaşımını yansıtır. Çalışmalarında ağırlıklı olarak metal malzeme kullanmakta olup, hem döküm hem de bükme yöntemleriyle figür soyutlamasına ulaşmaktadır. Heykelleri, klasik tekniklerle günümüz ifadelerini harmanlar . “Tolga Turan'ın eserleri, doğa insan ve kent yaşamı arasındaki iç içe geçmişliği gözler önüne serer. Telin doğal kıvrımları doğanın döngüselliğinin bir parçası olduğunu hatırlatır. Kent yaşamının karmaşıklığı ve hızına rağmen insanın doğasıyla olan bağını ve içsel dengesini koruması gerektiğini vurgular. Bu bağlamda heykellerindeki figürler doğanın ve kentin bir arada var olabileceği bir yaşamın estetik sembolleridir.”


Rabia Yıldırım

Rabia Yıldırım, 1992 yılında Kayseri'de doğan Rabia YıldırımDemirezen, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Resim-İş Eğitimibölümünden mezun olmuştur. Üniversite döneminden itibarençeşitli karma sergilere katılmıştır. 2018'de Suretler ve Sokaklar adlı ismiyle ilk kişisel sergisini Toloman Art-Bitez'de açmıştır.Ressamlığın yanı sıra dönem dönem resim öğretmenliği yapan Rabia Yıldırım Demirezen öğrencilerle workshoplar düzenlemektedir. Şu an yaşamını Tekirdağ'da sürdürmekte veyeni seriler üzerine çalışmaktadır. Sanatçı, toplumsal güzellik normlarına uymayan bireylerin portrelerini ele alarak, ‘anormal’ kabul edilenin nasıl algılandığını ve ne tür izlenimler yarattığını sorgular. Doğum lekelerine sahip bireylerin toplum içindeki konumunu ele alarak,izleyiciye farklı bir bakış açısı sunmaktadır. İzleyiciye doğrudan bakan bu imgeler, izleyiciyi lekeleri yalnızca bir farklılık unsuru olarak görmek yerine, yüzün diğer özellikleriyle bir bütün olarak değerlendirmeye yönlendirir. Böylece, doğum lekelerinin bireyin kimliğiyle nasıl uyum içinde olduğu ve toplumsal güzellik normlarının sorgulanması gerektiğini vurgulamaktadır.


Asiye Yüce

Asiye Yüce, 1998’de İstanbul’da doğdu. 2015’de liseden mezun olduktan sonra resme olan ilgisinden dolayı desen eğitimi almaya başladı. 2017’de Bursa Uludağ Üniversitesi güzel sanatlar fakültesi resim bölümünükazandı. 2021'de İyilik İçin Sanat Derneği “Alenen Sanat” projesine dahil oldu ve bu süreçte birçok karmasergide yer aldı. Şu anda çalışmalarına İstanbul'da devam etmektedir.Uyku da olma halini bir metafor olarak ele aldığı‘’Uyuyanlar’’ serisinde dış dünyadan kopmuşluğun,eylemsizliğin ve tepkisizliğin bedene yayılan güçlü yansımasını ifade etmeyi amaçlıyor. Tek başına yapılanuyku eylemi, aslında bireysel soyutlanmayı ifade eder vebu bağlamda sanatçı için postmodern birey ile benzerlik taşımaktadır.